10 Mayıs 2013 Cuma

Bir Diyetisyen Macerası...

Törensel kişiliğime uygun olarak, 10 Kasım 2012'de başladığım diyetisyen maceramı 10 Mayıs 2013 itibariyle 6. ayında yazmaya karar verdim... Sonuna kadar okumaya üşenenler için, sonda yazacağımı başta yazayım, ilk ayda 4 kilo, sonrasında da 3, 2, duraklama evresi vs. derken toplamda 9,5 kilo verdim. (Burada "kilo" dediğim bildiğimiz "yağ". Tanita marka aletle devamlı, gr gr ölçüldüm, su veya kas değil yağ verdim.) Bunun hakkı çok daha fazlasıydı ama ben arada kutlama günlerimde kaytardım. Kaytardığımda verdiğim gramlarımı geri aldığımı da öğrendim. Her hafta gittiğinde insan daha iyi kilo veriyor, ben 15 gun ve 3 haftalık sürelere programı kaydırdığımda çok az kilo verebildim. Son 3 ay bu nedenle uzadı kilo verme sürem, bir de zaten son kilolar ısrarla zor gidermiş. Fakat bunlara takılmıyorum. Çünkü bu süreçte öğrendiklerim altın değerinde.

Diyetisyenim; Nil Şahin Gürhan. İşini iyi biliyor ve hayatıma "zayıflamaktan" çok daha fazlasını kattı. Bu sürede ben yüzüne bakmadığım meyve, salata ve yoğurdun her gün için vazgeçilmezim olduğunu öğrendim. Umarsızca atıştırdığım cipslerin, kızartmaların, ıslak hamburgerlerin, alkollü içkilerin, kızarmış tavuğun özenle seçtiğim derilerinin ve mide "sefahatımın" yanlış alışkanlıklar zinciri olduğunu öğrendim.

Nil'i nasıl buldum: Ben bunca yıl insanların diyeti ve diyetisyeniyle hiç ilgilenmemiştim. Ben diyeti şöyle biliyordum: yoğurdun içine doğranmış salatalık ve tahta gibi karkerler! Böyle yaşayamazdım. Dünyanın en itici fikriydi diyetisyen fikri benim için.

Taaki burnumun dibindeki birisi ip gibi incelinceye kadar! 30 yıllık arkadaşımın kızı, benim de manevi kızım Ed, şimdi 16 yaşında. Kendi isteğiyle geçen yaz devam etti Nil'e ve 10 kg.den fazla vererek sülün gibi bir genç kız oldu. Bu sahne gözlerimin önünde ve birkaç ayda gerçekleşirken, yine aslında sürece ilgisizdim ama sonuca hiç de ilgisiz kalamadım!

Kasım ayında benim 68 kiloluk ve 1.59 cm boyumla varlığım, belimde bir şambriyel varmış görüntüsündeydi. En sevdiğim tişortlerimi giydiğimde belimde gizli bir iç lastik varmış gibiydi. Dostlarım da Sanço başta olmak üzere beni uyarıyordu; "N'olacak bu kiloların?.. Bakınız üstteki resim. Sodaki kare ilk halim. Sağdaki kare diyetimin 4. ayında çekilmişti.

Kasım ayında birgün, ani görünümlü fakat aslında zamanla olgunlaşmış bir karar verdim, ben de başlayacaktım Nil'e. Motivasyon çok önemli, ilk adım bu. İkinci adım belirli bir bütçeyi ayırmak, ki ben sadece 2 ay gider kaçarım diye düşünmüştüm, 6 ayı buldum. Ve 6 ay boyunca her gün 6 öğünde neler yediğimi tek tek dürüstçe yazdım. Üçüncü adım; günde 6 öğünü yerken dış mihrakların saldırılarında ve sosyal hayatın gerektirdiği davetlerde de yiyecek eşdeğerleri listesine uygun yemek.

Nil'in verdiği listelerde onun yerine bunu, şunun yerine bunu yiyebileceğim yazıyordu. Bu işimi çok kolaylaştırdı. İlk gün hiçbirşey anlamadığım bu listeler (5+3 A4 kağıt) şimdi ezberimde:)) Benim Julia için bile (başka bir diyetisyene başladı fakat Nil gibi özenli değil, benim elimdeki belgeler gibi yiyecek eşdeğerleri listesi vermemis, yediğini yazmasını istememiş) karmaşık bir gününü programladım. Bruncha gideceği gün, öğlen yemeği ile birlestirerek, diyetisyeninin verdiği programı kahvaltıya öyle bir uyarladım ki kendimi tebrik ettim:) Nasılsa bazal metabolik hızımız ikimizin de aynıydı. İste bu bilgilerim şimdi benim için paha biçilmez!

Bir daha aynı hatalara düşmemek için Sanço'nun devamlı kilo alıp veren bir arkadaşına sordum; "Sen devamlı diyetisyenlere gidersin sonra birakınca kilolarını geri alırsın, bu nasıl oluyor? Söyle de yaptığını yapmayayam" dedim. O'ndan da anlayacağımı anladım. Yemek tarzım böyle devam etmeliydi! Hayat tarzım olmalıydı! O'nun gibi "Suböreği yiyorum aa ne güzel kilo almıyorum, devamlı yiyebilir o zaman" mantığında olmamalıydım.

Tarzım değişti ya; sonra evde yoğurdumu da kendim yapmaya başladım. Günlük içmem gereken 1,5 - 2 lt.lik suyu kolay içmek ve çekici kılmak için sürahinin içine taze naneler ve minik bir limon kabuğu attım. Lıkır lıkır içiyorum ve artık Cola Zero'ya yüz vermiyorum. Zaten garip bir şekilde hafızamı siliyordu Zero. Bunu ayrıca yazmalıyım.

Bu maceranın içinde sabahları 1 saatlik yürüyüşlerim de var tabii, fakat Nil'e sorarsan toplu taşıtlara bindigim, indiğim, öylesine gezindiğim günlerde vücut spor stresi üretmediği için, cardiyoya göre daha sağlıklı kilo veriliyormuş. Yine de günde 30 dakikalık tempolu yürüyüş olmadan olmaz. E bisikletimle de büyük aşk yaşıyoruz zaten:)

İşte bu kadar. Nil Şahin Gürhan'a rahatlıkla gidebilirsiniz ve devamlı yiyerek kilo verebilirsiniz. İşin mantığını -niyetiniz varsa- öğrenebilirsiniz.

Son 15 günümde günde 7 dilim ekmeğim vardı; sıska Sanço'nun sözüyle bitireyim; "Yahu ne kadar çok yiyorsun bu diyette sen, diyet yapmayan ben bu kadar yemek yemiyorum!" :))