13 Ağustos 2012 Pazartesi

Facebook kullanmayanların özgürlüğü ne olacak?

Yaa işte soru tam da bu! Facebook kullanmayanların özgürlüğü nasıl korunacak?
Bunu bugüne kadar düşünmemiştim çünkü etrafımda Faceebook kullananlar bağımlısı değildiler henüz. Henüz akıllı telefonlar da çıkmamıştı. Ben ise iletişim düşkünü olduğumdan Face'e 2007'de girmiş, 1 hafta kalmış ve sonra buradaki karanlık, korkunç geleceği görmüş çıkmıştım. Tabii çıkılamadığını da sonra öğrendim, sadece dondurmuşum.

Sorun değil, oraya aldığım her nefesi, gezdiğim her yeri, görüştüğüm herkesi yazanlardan olmayacağım için gerçek kimliğimi dondurmuş olmam önemli değil. Zaten sonra Julia'nın oyun merakına eşlik edebilmek için uyduruk bir nickname ile aleme dahil oldum. Yine de kendimi orada saymıyorum, sadece gelen geçene bakıyorum:)

Ama bu olayı hayatını canlı canlı internete adamak şeklinde algılayan kitle çoğaldıkça ben rahatsız olmaya da başladım. Çemberim daralıyor bunu farkettim. 

Çaresini ise şöyle buldum; öncelikle beni gerçek ismimle etiketlemelerini engelledim. 

Sonra da bazı zamanlarda, bazı yerlerde Face'e kendini anında sunma bağımlısı olan kişilerle birarada olmamam gerektiğini anladım. Ne kadar denetlesen, ne kadar uyarsan (bir tür bağımlılık olduğu için) hayatını yayınlamaya engel olamayan kişilerin beni de bu Matrix'e çekmelerine kendim engel olmak zorundayım demek ki. 

Herkesin yaptığını yapmaya mecbur olmadığım için, isteğim ve kontrolüm dışında internette hayatımdan kareler paylasmak istemediğim için heryere herkesle gidemeyecegimi anladım. 

Ve bu davranışımı kimsenin de anlayamayacağını düşünerek. Herkes çığ gibi yuvarlanarak Face içinde karadeliğe düşerken yapabileceğim tekşey onları izlemek. Çekip çıkarmak imkansızken ancak insan kendisini koruyabilse ne ala.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder