1 Haziran 2009 Pazartesi

Heybeliada Kaçamağı

Neden kaçıyorum derseniz; bizim sahilin kaliteli, uzak sahilin varoş kalabalığından derim. Hiç değilse pazar günü o saatlerde nerede olmamam gerektiğini biliyorum:)

Geçen hafta Küçük Hande ile bu hafta Büyük ve Küçük Hande ikisi birarada ile aynı yolculuğa aynı vapurlarla çıktım. 14.40 Bostancı gidiş, 18.40 Heybeli dönüş olarak. Kendi bisikletlerimizle tabii. Benden başka bisikletine mücevher muamelesi yapan da yok içimizde bu arada:)

Yine Deli Dumrul Hikayesi olmasın diye, piknik alanının içinden transit geçmek için bile para isteyen Değirmenburnu görevlisine metelik kaptırmamak için üst yoldan indik aşağıya. Halki Palas'ı biraz geçince sağdan aşağıya süzüldük. Sonra Kablo ve Akvaryum Plaj inişlerini de es geçtik. Kendimizin ilan ettiğimiz minik ama manzaralı alanımızda konakladık. Hemen Alman Koyu'nun sağ tepesinde. Fakat bu adalarda belediyenin buralara hizmet götürmemesi canımı sıkıyor. Her yer çöp içinde. 

Bir daha gidişimde eldivenimi elime geçerip o alanı temizleyeceğim. Sonra da orada keyifli bir mangal yapacağız. Bu işlerde mümkün olduğunca minimalize, hafif ve pratik olmak gerek. Rakıyı termosta götürmeyi planlıyorum Büyük Hande için. Buzu da içinde hazır olacak ve içilebilir halde dolduracağım termosa. Sonra da o termos bin kere yıkansa anason kokusundan arınamayacağı için bu işe adanmış bir termos olacak:) Bir daha ki bu konu ile ilgili yazımda bu sırt çantama, kavun, rakı, kömür vs yi ne şekilde sığduracağımı okursunuz. 

Neyse işte, bu güzergahı seviyorum. Bunca sene dağ bisikleti kullandım bu yollara girmeyip fayton yolundan ada turu yaptım da şimdi şehir bisikleti ile buralara giriyorum ya, ne diyeyim kendime bilmiyorum!
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder