30 Haziran 2009 Salı

17 Haziran: Tatlı bir yaz akşamıydı...

Sabahtan akşama dek kutladım yeni yaşımı, demin kurduğum uzun cümleleri sildim. Satırbaşları ile daha iyi anlatırım.

Gündüz sahil, akşam ada... Masada minik minik parlayan 40'lar, tepemde bir uçan balon 40'lı... Masada çicekler... Özel ve ince düşünülmüş hediyeler... Pastamın üzerinde Küçük Prens'in klasik kapaktaki resmi!.. Garsonlar ve tüm arkadaşlarmın yakasında Küçük Prens ve ıhlamur bitkisi resimli rozetler... Her yerde ıhlamur kokusu ile harika bir haziran akşamı... Şair ne kadar da haklı: Haziranda ölmek zor!

Ihlamurlar ne şahane kokuyor, gözlerim görmese, takvimleri hiç bilmesem yine de bilirim ki haziran ortası gelmiş. Güzeldi herşey. Artık yeni yaşımdayım.

Saptama 1: İnsanın hayatında bu 15 kişiyi toparlayabilecek kadar özel ve içten uğraş veren, görev edinmiş birisi olmalı.

Saptama 2: Asla bu tip yemekli organizasyonlara 15 kişiden fazlası gelmemeli, eger tüm sevdiklerim gelseydi olurduk 50 kişi, ilgilenemezdim kimseyle. Benim misafirim baştacımdır oysa.

Saptama 3: En eski dostlarım gelemediler, ama biliyorum ki benimleydiler. Bu ne guzel bir güven.

Saptama 4: Bir uçan balon elimizden uçar giderse, Dorian Gray'in Portresi gibi benim de 40'ımdan sonra hep genç kalacağıma işaret eder dedik, çünkü balonum vapura binerken uçmuş gitmiş kayboldu!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder