17 Kasım 2009 Salı

Kara Kaplı Defterler...

Dostlarınızın hatalarını affedin derler. Kuma yazın kötülükleri, iyilikleri taşa kazıyın derler. Sanço benim kindar olduğumu düşünüyor:) Ben bana yapılan iyilikleri de kötülükleri de kolay unutmam. Bu herkes için böyledir sanırım. Bunda sıradışı birşey yok. Kindarlıktan asla değil, aynı hataya bir daha düşmemek için... Sanço'nun genel bir kelime ile düşünmeden kindarlık olarak tanımladığı şeyse, aslında benim insanlara gözlemlerimle gizli notlar ve puanlar verişimle ilgili birşey. Dediğim gibi; aynı hataya bir daha düşmemek veya hiç düşmemek için gözlem gücümü kullanırım.

Gelmiş geçmiş tüm kültürlerden damıtılmış yaşamsal kuralları, insanlık değerlerini, aydınlanma yolundaki insanın özelliklerini, kendisine ve çevresine faydalı insan olabilmeyi, gelişmiş vicdanı, güvenilirlik değerlerini, sözünün eri olabilmeyi, kurallara kural olduğu için uyabilmeyi vb. gözardı etmeyişimi kindarlık olarak nitelemek doğru mu?

Daha açık örneklerle yazmak gerekirse (hayal mahsulu örnekler); kuralları ihlal ederek araç kullanmayı alışkanlık haline getirmiş birisinin arabasına binmemeyi tercih ederim... Bir kişinin arkasından konuşabilen veya alay edebilen birisinin, o kişinin yüzüne karşı da mesafeli durmasını tercih ederim... Sözünde durmadığını gözlemlediğim birisini arkadaşlığıma layık görmem... Birisi dikkatimi çekecek şekilde kötü ise o insana güvenmem, güvendirtmem... Çevremdeki birisi kendi gibi değilse yine o kişiye verecek zamanım yoktur... Birisi vefasız davranmışsa bir daha iyiliğimi göremez... Birisi bir sırrımı satmışsa güvenmem... Birisi mutluluğuma kendi çıkarı için engel olmuşsa, arkamdan konuşmuşsa ve bu kulağıma gelmişse unutmam...

Kısacası; ben denenmişi denemem bir daha. Kimseyi kişiliğini onaylamadan sevemem. Sevdiklerimin hatalarına karşı ise gelişmiş bir puanlama sistemim var. Kişiliklerle ilgili hiçbirşeyi unutmam ben. Puanlaraıma göre davranışlarımda kesin kırmızı çizgilerim olur sevdiklerime bile. Kimi zaman kendi gözlemlerimi, kimi zaman başkalarının deneyimlerini arşivime atarım. Parçaları birleştirdiğim zaman ise olağanüstü veriler kucağıma düşer. İnsanların bilmediği, göremediği konularda birkaç açıdan bilgi sahibi olduğum için aslında biraz da taşıması ağır yüklerim olur. Susmam gereken zamanlar olur. Bazı sırların iç yüzünü çift taraflı bilirim istemeden. Yanyana duran insanlar bilmez, ben bilirim. Prensiplerim gereği kullanmayacağım bir bilgi gücüne sahip olurum bu şekilde.

Şimdi herkesin dikkatimden ve antenlerimden kaçmayan, hafızamdan asla silinmeyen iyilikleri olduğu gibi, yine antenlerimin algıda seçici davranarak algıladığı beğenmediğim kişilik özellikleri var. Başkasının başına düşen taştan ders alırım ben, yılan beni ısırmaz diyenlerden değilim.

Ben bu şekilde düşünüyorum, ister kindarlık olsun ister başka birşay. Vaktim yok , cidden vaktim yok. Gerçekten ömür çok kısa. O kadar çok isteyip de vakit ayıramadığım insan varken hayatımda, bu puan sisteminde geriye düşenler için yapabileceğim birşey yok.

Konfiçyus'un dediği gibi: Nereye gidersen oraya bütün kalbinle git. Yükselen burcum akrep diye mi acaba böyle kara kaplı bir defterim var yoksa benim?:))

Az ve öz olmalı insanlar, azaltmalıyam belki de çevremdekileri iyice.Bir yanda 25 yıllık dostlarım, bir yanda dün tanıdıklarım, bir yanda karantinada beklettiklerim... Niteliksiz vakti yok gönlümün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder